19 Mayıs 2015 Salı

Kavşak...



Hayat bir anda yıllardır uğruna savaştığın ve ulaşmayı hayal bile etmediğin işleri çözümleri rakamları aynı anda 3 farklı dosyayla önüne koyup da buyur dediğinde anlıyor insan nasıl bir yol ayrımında olduğunu... Bu kez kavşağın tam ortasında durduğunu... NE TUHAF para önünde ,güç önünde, şöhret önünde ... ve kavşağa varıncaya dek hayatının amacı sandığın herşey son bir imza için masadayken o son imzayı atacak olan kişide kendiyken insanın duruyor... korkuyor mu ? HAYIR... keyfini mi çıkarıyor?  HAYIR...

BAKIYOR geçtiği yollara,hayatının amacı ve hedefi sandığı yere varınca beklemediği bi anda .. kolayca ahkam kestiği herşeyle yüzleşiyor.. Yargıladığı insanlarla kırdığı aynadaki yansımalarıyla ... Öteki sandıklarıylarıyla... Düşmanı saydığının elinde bağışlanırken hayatı ... BAKIYOR kendi saydıklarına...

Ölmeden önce son nefesini aldığın ana git ne hissediyorsun ve o bedeni hangi duygu düşünceyle terk ediyorsun der gibi bakıyor; geçtiği yolun son adımındaki duygu, düşüncesine ve durduğu yere... Az sonra geçeceği yolda yeni  doğacağı  hayata bakıyor !!! Az sonra diye fısıldıyor içindeki şeytan yıllardır düşlediğin yere varacaksın ...Az sonra bir ilizyondan daha uyanacaksın diyor içindeki melek... Acaba hangisi gerçek? Düşünürken o gün alıp da üzerine geçiştiriverdiği tişörte takılıyor gözü .. üzerınde bugun   olacak olan birşey için yarın teşekkür edeceksin yazan tişörte... şaka gibi geliyor hayat .. kozmik bir şaka olmalı bu diyor kendine ...

Kavşaktasın ve iki yol var önünde...Abartıcak bişey yok ...Birçok kez olmuştur herbirinize.. Bu kez farklı olan ruhunun uyanışıdır...Özgür seçim demek yaşamın sorumluluğunu almak demektir ve bunun ne demek olduğunu artık bilmektesindir... Ruhun ergenliğini henüz bitirmiştir ve seçimlerinin sonucuna katlanması gerektiğini öğrendiği bir ilizyondan yeni uyanmış .. asi bayraklarını yakmış suçlayacak kimse kalmadığını rabbinin sistemin yada başkalarının oyunu olmadığını idrak etmiştir artık...

Seçimlerindir kader dediğin ve kaderini kendi ellerinle biçimlendirdiğin bilecek kadar büyümüşsündür. Bir yanda egon yıllardır düşünü kurduğun herşeyden vazgeçecek kadar korkakmısın? diye kükrer ruhuna... Diğer yanda ruhun,  özgür seçim gezegeni seçtiklerini yaşacak kadar büyüdün mü ? der sakince... sıkışıp kalır bilincin ikisinin arasında...

Nefes alışın yüzyıllar sürer.. Daralırsın... Korkarsında aslında; tüm silahlarına el konmuşken nasıl yürürsün ruhunun yolunda...ilizyonlar bir bir dağılırken...son imza için beklenirken...ruhun kese atılmış bir ten kadar yeni deriye yabancı ve can çekişirken egon...silkelenirsin...


VE SEÇİMİ YAPARSIN...
UYANIRSIN...
Durun vazgeçtim...

hayallerim sandığım güç bağımlılığımdan...ünden...şöhretten... paranın satın alabildiği gerçeklik ilizyonlarından...tanrıcılık oynayan egodan...ben sandıklarımdan VAZGEÇTİM...

Hiç olmayıda göze alarak
Rezzak olan adına sığınarak RABBİMİN...
Ruhu seçtim...

E.Dereobalı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder